top of page

DUYGU ODAKLI TERAPİYE DAİR

Duygu Odaklı Terapi’nin kurucusu Leslie Greenberg ve ekibinin temel kanısı, içine doğduğumuz dünyada bizlere duygularımızın rehberlik ettiğidir. Bu duygular aynı zamanda hayatta kalmamıza yardım eder ve durumlara özgü olarak adaptasyon geliştirmemize de aracılık eder. Doğuştan getirdiğimiz duygular 7 tanedir. Bunlar; korku, üzüntü, öfke, tiksinti, utanç, coşku ve şaşkınlıktır. Farklı hisler bu duyguların türevleri olarak deneyimlenmektedir. Paul Ekman’ın çalışmalarına bakıldığında da duyguların yüzdeki ifadelerinin her kültürde aynı şekilde olduğu gözlemlenmiştir. Doğuştan gelen bu duygular içine doğduğumuz toplum, kültür ve aile dinamiklerine göre şekillenerek hayatımıza yön verir. Duygularımız yine bu dinamikler tarafından onaylanmazsa, görülmezse ve ifade edildiğinde regüle edilemezse bir başka duyguyla yer değiştirebilir. Bu duygu çeşitlerine sekonder duygular denir. Örneğin; dondurması yere düştüğünde üzüntüyle ağlayan çocuk annesinin son parasını da çarçur ettiği düşüncesiyle ona kızacağından o kadar korkar ki üzüntü yerine korku duygusunu hisseder. Yetişkin yaşamında da bir kayıp yaşadığında üzüleceği yere cezalandırılmaktan ötürü korku duyabilir. Diğer bir duygu çeşidi birincil maladaptif duygulardır. Maladaptif duygular travmatik deneyimler sonucunda hissedilen ve pekiştirilen duygulardır. Bu duygular başlangıçtaki travmatik duruma karşı uygun olurlar ancak mevcuttaki problemler için uyumlu ve işlevsel olmazlar. Örneğin; bir kişi çocukluğunda saldırgan ve yıkıcı bir baba figürüne maruz kaldığında ondan korkar ve geri çekilir. İlerleyen dönemde de kişi iş yerinde patronunun işi daha iyi anlatabilmek için sesini hafif yükselttiğinde aynı duyguları yaşayabilir. Buradaki korku ve geri çekilme aslında geçmiş dönemdeki o duyguların tekrarıdır. Diğer bir duygu çeşidi de aracı duygulardır. Aracı duygular aslında hissedilmeyen bir duyguyu ortaya koyarak bir amaca ulaşmayı hedefler. Kişi isteklerinin ve beklentilerinin yerine gelmesi adına “mış” gibi yapabilir. Örneğin; bir şeyden korktuğunda yoğun bir yakınlık ve şefkat gören çocuğun yetişkinliğinde bunlara ihtiyaç duyduğunda olur olmadık durumlarda korkmuş gibi yapması. Peki olumsuz yaşantılar veya travmalar neticesinde oluşmuş olan bu duygular bedene nasıl mühürlenir ve beden üzerinden nasıl dile gelir? Dünyaya geldiğimiz andan itibaren sağ beynimiz yani duygu dünyamız 3 yaşına kadar hızla büyür. Zamanla bu büyüme hızı yavaşlar. Sol beynimiz yani biliş dünyamız ise 3 yaşından sonra hızla büyümeye başlar. Buradan şöyle bir anlam çıkarılabilir. Yani henüz daha biliş hafızamızın gelişmediği ve dilsel becerilerimizin oluşmadığı zaman diliminde kurulan ilişkiler, bilinçli olarak hatırlayamadığımız şekilde sağ beyinde depolanır. Sağ beyin tüm bu duygusal deneyimleri depolarken bedenle yakın temas halindedir. Bu nedenle duygularımız kendini beden diliyle ortaya koyarlar. Kişi güvenli bir bağlanma geliştirmişse iç dünyasından gelen duygular beden ifadeleriyle senkronizedir. Sol beynimiz de sağ beyinden gelen duyguları anlamlandırır ve söze dökerek kontrolünü sağlar. Ancak kişi güvensiz veya kaygılı bir bağlanma geliştirdiyse sağ beyninden gelen duygusal içerik sol beyninde bir anlama bürünemez ve dile dökülemez. Yani kişiyi olumsuz etkileyen duygular örtük olarak döngüler halinde deneyimlenmeye devam eder. Bu duygular kendini beden (yutkunma, derin nefes alma vb.) üzerinden ortaya koyarlar. Kişiler kaldıramayacakları travmatik deneyimleri yaşarken kendiliklerini korumak için direnç geliştirirler. Bunlar kaygı hislerinden başlayıp disosiye olmaya kadar varabilir. Böyle anlarda aldığımız tedbirler yoğunluklarına bağlı olarak bedenimize mühürlenir. Duygu Odaklı Terapi’de danışanları dinlerken şimdi ve burada ilkesine bağlı olarak danışanın vücut dilini an be an takip ederiz. Bedene mühürlü olan duygulardan gelen işaretleri fark ettiğimizde empatiyle bunlara odaklanırız. Sonrasında boş sandalye ve çift sandalye gibi tekniklerle acı dolu deneyimleri tekrar kontrollü bir şekilde canlandırmaya çalışırız. Buradaki amaç oluşacak yeni duygu deneyimlerinin önünü açmak ve temel duygulara tekrar erişerek bu duyguları içselleştirmektir. Kaynakça

Gavas Aslan, A. (2019). Duygu Odaklı Terapinin Diğer Kuramlarla Karşılaştırılmalı Analizi Türkiye Bütüncül Psikoterapi Dergisi

Greenberg, L. S. (2012). Duygu odaklı terapi. (S. Kızıltaş, Çev.) Kocaeli: Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları. (Orijinal Basım Tarihi 2002).

Greenberg, L. S. (2023). Duyguyu Duygu İle Değiştirmek. (M. Feyza Ateş, S. Uçmuş, Çev.)      Kocaeli: Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları. (Orijinal Basım Tarihi 2021).

Özakkaş, T. (2018). Duygu odaklı bireysel terapi eğitimi ı. Dönem ders notları-Mart 2017.        Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları.



 
 
 

Comments


Psikolog Buğra Kal
 

psk.bugrakal@gmail.com​
 

  • Instagram
  • YouTube

©2024, Psikolog Buğra Kal tarafından kurulmuştur.

Her hakkı saklıdır.

- Kadıköy Psikolog- Psikoterapist 

bottom of page